Anna Katharine Green'in "Garip Bir Kayboluş" adlı eseri klasik polisiye edebiyatının büyüleyici bir örneğidir. Bu roman okuyucuyu gizemli bir kaybolma vakasının derinliklerine sürükler ve 19. yüzyıl New York'unun atmosferini ustaca yansıtır. Green usta bir anlatıcı olarak hikâyeyi birbirinden ilginç karakterlerle örüyor. Dedektif kayıp kişi ve şüpheliler arasındaki karmaşık ilişkiler olayın gizemine derinlik katıyor. Yazar dönemin sosyal yapısını ve sınıf farklılıklarını incelikle işleyerek hikâyeye sosyal bir boyut kazandırıyor. Özellikle kadın karakterlerin derinlemesine işlenmesi Green'in feminist yaklaşımını ortaya koyuyor. "Garip Bir Kayboluş" sadece bir polisiye roman değil aynı zamanda aşk sadakat ve görev temalarını da ustaca işleyen bir eser. Green karakterlerin iç dünyalarını ve motivasyonlarını derinlemesine inceleyerek hikâyeye psikolojik bir derinlik katıyor.
Kitap klasik dedektif romanlarının tüm özelliklerini taşırken aynı zamanda dönemin sosyal normlarını ve değerlerini de yansıtıyor. Green'in detaylı betimlemeleri ve atmosfer yaratma becerisi okuyucuyu adeta zaman yolculuğuna çıkarıyor. Yazar gerilimi ustaca tırmandırarak okuyucuyu son sayfaya kadar merakla tutuyor. İpuçlarını dikkatli bir şekilde yerleştirerek okuyucuyu da çözüm sürecine dahil ediyor. "Garip Bir Kayboluş" polisiye edebiyatının gelişimine önemli katkılarda bulunmuş türün klasikleri arasında yerini almış bir eserdir. Green'in yarattığı karmaşık olay örgüsü ve şaşırtıcı dönüşler kitabı unutulmaz kılıyor.