E. Phillips Oppenheim klasik polisiye türünün ustalarından biri olarak okurlarını gerilim dolu bir maceraya sürüklüyor. "Sinema Cinayeti" isimli bu eser Londra'dan gelen bir genç adamın kasvetli Detton Magna kasabasına varışıyla başlıyor. Kasabanın taşlı yolları ve yağmurla yıkanmış gri atmosferi daha ilk sayfadan okuru içine çekiyor. Ana karakterin soğuk ve nemli hava ile mücadele ederken kasabaya tırmanması gizem dolu bir hikayenin habercisi. Oppenheim kasabanın endüstriyel manzarasını kirli çitler ve fabrikanın kararmış bacalarıyla betimleyerek karanlık ve tehditkâr bir atmosfer yaratıyor. Bu kasvetli ortam okuyucunun merakını cezbediyor ve hikayenin içine çekiyor. Küçük gri taş evler yeni tuğlalı kulübeler ve kömür ocaklarının yarattığı kasvet karakterin karşı karşıya kalacağı sırlarla dolu olayların zeminini hazırlıyor.
Kasabaya adım atan genç adam bu uğursuz ortamda yalnızca cinayetle değil aynı zamanda karanlık sırlarla da yüzleşmek zorunda kalacak. Eski ve yeni yapıların arasındaki zıtlık bu küçük kasabanın gizemli geçmişine işaret ediyor. Her adımda daha derine inen ana karakterin yolculuğu okuyucuyu soluksuz bir polisiye serüvene davet ediyor. "Sinema Cinayeti" E. Phillips Oppenheim'ın gerilim dolu anlatımı ve detaylı betimlemeleriyle polisiye severler için unutulmaz bir okuma deneyimi sunuyor. Karanlık atmosferi sürükleyici kurgusu ve beklenmedik olaylarıyla bu kitap polisiye klasikler arasında özel bir yere sahip. Sinema dünyasının gölgesinde işlenen bu cinayet çözülmeyi bekleyen sırlarıyla okurları son sayfaya kadar merakta bırakacak.