Dünya'daki siyasal coğrafya iki kutuplu dönemi geride bıraktıktan beri birkaç merkezli olarak değişiyor.
Avrupa Birliği bu merkezlerden birinin motor gücü olma yolunda kendi anayasasını hazırlıyor.
Sadece coğrafik olarak değil düşünce yapısı bakımından da İki kıta arasında sıkışmış Türkiye'nin bu değişime nasıl ayak uyduracağı merakla bekleniyor.
Globalleşen sorunlar tüm değer yargılarını alt üst ederken değişen bu değerlere değişmeyen yargılarla nasıl yanıt verileceği ise esaslı bir sorun olarak karşımızda duruyor.
Bu kitapta işte bu soruların yanıtlarını bulacaksınız.