Kendine güzel görünmek için sürdüğü kırmızı ruju tahrik edici bir unsur sayıldı dudağında. Kırmızı algısı sığ zihinlerde bambaşka anlamlara büründü. Oysa ki onun için kırmızı sadece bir renkti; canlılığı ve hayata karşı savaşında bir meydan okumaydı. Ancak sığ zihinler için bu renk bir isyan bir baş kaldırmaydı. Onların zihninde kadınların kendini ifade etme özgürlüğü korkutucu ve tehdit unsuruydu.
Yüzüme attığı tokatla gecenin alnında kuru yaprakların üzerine serildim. O zaman hayatımın nefesi kesildi. Her şey orada bitti. Ben artık kurulu yaprakların üzerinde paramparça yatırken babamın Zeynep'i değil hayatı elinden alınan kırmızıydım...