Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında fikrî açıdan özellikle Tanzimat ve meşrutiyet dönemlerinin büyük önemi vardır. Türk çağdaşlaşma hareketinin daha belirgin bir şekil almaya başladığı bu dönemlerin renkli simalarından biri de hiç şüphesiz Batıcı akım içerisinde yer alan Celâl Nuri (İleri)'dir.
Batıcı akımın Türk çağdaşlaşma tarihindeki yeri ise küçümsenemeyecek bir boyuttadır. Batıcı akımın önde gelen simalarından biri olan Celâl Nuri almış olduğu eğitim ve sahip olduğu formasyonla hızlı bir çöküş süreci yaşamakta olan Osmanlı Devleti'nin çeşitli meselelerine kendince çözümler üretmeye çalışmıştır. Modern Cumhuriyet Türkiye'sinde gerçekleştirilen reform hareketlerinde Celâl Nuri isminin sürekli ön planda görülmesi onun kimliği ve düşünceleri nelerdir? çağdaşlaşma çabası içinde olan Türk toplumunda Celâl Nuri'nin yeri neresidir? Başta hukuk olmak üzere cumhuriyet inkılâplarındaki rolü nedir? gibi soruları gündeme taşımıştır.
Celâl Nuri 1909'dan 1938'e kadar ortaya atmış olduğu teori ve fikirleriyle Türk siyasî düşünce tarihinde önemli bir konuma sahiptir. Çok sayıdaki yazısıyla dikkat çeken Celâl Nuri belki de Ahmet Mithat'tan sonra en fazla kalem oynatan ansiklopedik bir Türk aydını niteliği göstermiş ve bu yüzden iki bini aşkın makalesiyle "seksen beygir gücünde bir yazı makinesine" benzetilmiştir. Bu özellikleriyle beraber Celâl Nuri beslenmiş olduğu Batılı kaynaklar ve içinde yaşamış olduğu Türk kültürünün dinamik yönlerine sahip olmasından dolayı değişik konular üzerinde çeşitli yazılar kaleme almıştır. Bu yazılar ise önemli ölçüde Türk devleti ve milleti için farklı arayışlar ve çözüm yolları içermektedir.