....Yağmur yüzüme şefkatle dokunduğunda pencereyi açmakla ne kadar iyi ettim diye düşündüm. Bir süre öylece bekledikten sonra yatağa tekrar yatıp yağmurun sesini gözlerim kapalı dinlemeye koyuldum. Bu huzur veren sesi ömrümün sonuna kadar dinleyebileceğimi düşündüğüm sırada tarif edemeyeceğim bir güç beni yatakta huzursuz etmeye başladı....
Bir ovada yaşıyoruz. Yalnızlık gibi değil de düzyazı gibi bir şey. Çoğunlukla yürüyoruz yolumuzu kesen bir nehir yürüyüşümüzü değiştiren bir vadi yok. Kafamızın içinde birileri konuşuyor. Henüz kesmedikleri ama nasıl çıkacağı hakkında iddiaya girdikleri bir karpuzu konuşur gibi konuşuyorlar bizden. Halil Vural kızıltepeli ovada yaşıyor ve yürüyor.
Kendine kafasının içindeki seslere bir de o sesler arasında henüz kesilmemiş bir karpuz gibi duran ihtimallerine bakıyor bu metin.
Mehmet Mahsum Oral