Aynadaki İzler yıllardır disiplinlerarası çalışmalarda bulunan Mehmet Ali Sevgi'nin bir antropolog olarak saha çalışmalarından hareketle kaleme aldığı bir eser olma özelliği taşıyor. Eser sadece alana dair çalışmalarda bulunan sosyal bilimcilerin değil aynı zamanda insana kültüre ve ötekiye dair hikâyelere ilgi duyanların da kendinden bir şeyler bulabileceği etnografinin hikâyesini akademik disiplinden ödün vermeden edebî bir dille okuyucuya aktarıyor.
Eser etnografinin ne olduğunu üzerine okurlarını düşünmeye davet ederken Almanya'daki göçmenlerinin yalnızlığından Ağrı Dağı'ndaki konargöçerlerin ıssızlığına uzanan geniş bir coğrafyadan farklı insan hikâyelerini şiirsel bir üslupla anlatıyor.
Sosyal bilimlerde özneyi sanık kürsüsüne oturturken kedilerin terk ettiği sokakları evsiz göçmenleri bir sabah birdenbire zuhur eden araştırma konularını yabancı yollarda kaybolmamaya çalışan bir dilsizi kitabın sayfalarına taşıyor.
Yeni bir yere varıp o kültüre aşina olmaya çalışan her insanın kendinden bir şeyler bulabileceği bu kitap da aynanın önce kendimize tutulması gerektiğinin önemini vurguluyor.