Büyük savaşın ardından Abram-Moos yenilgiyi kabul edemez ve aklına gelen türlü karanlıkların en tehlikelisini denemeye karar verir. Ölümü çağıracaktır. Kardeşleri Mitey ve Kistey'i tuzağa düşürür çünkü bu tehlikeli varlıkları dünyaya getirebilmek için güçlü bedenlere ihtiyacı vardır. Elçiler onların bedenlerini değil güçlerini ele geçirir. Bu üç ölüm elçisi yer yüzüne indiklerinde geçtikleri yerlerdeki gördükleri her canlı ve bitki ölür.
Yeryüzüne inmeleri yasaklanmış olan tanrılar kurultayı toplanır fakat içlerinden biri eksiktir. Ortak bir karara varılmadan yön tanrılarından biri olan Hormosta elçilere müdahale etmek için 6666 ölümsüz savaşçıyla onlara karşı savaşır ve kaybeder.
Kaos tüm evreni ele geçirir ve tanrılar bu savaşa istemeden de olsa dahil olmak zorunda kalırlar. Bunun sadece insanları ilgilendiren bir mesele olmadığını kendileri de kaybetmeye başladıklarında anlarlar. Ölümsüz oldukları yanılgısını yaşadıklarında geçmişi telafi etmenin imkansız olduğunu öğrenirler. Çünkü yaratılışın ötesinde büyük bir gizem vardır. Sırlar yakında açığa çıkacaktır lakin o zamana kadar büyük bir bedel ödenecektir. Kayra Han'ın vasiyetini yerine getirmek isteyen Ülgen Han tanrıların başına geçer. Dengeyi sağlamak için bazı tanrıların hoşuna gitmeyecek bir karar alır.
Tanrılar ve insanları bir araya getirecek olan bu hamle duvarların yıkılmasına ve kıyametin açığa çıkmasına izin verir. Büyük bir fırtına yaklaşmaktadır. Bu fırtına ya insanları ya da tanrıları yutacak ve her şeyin son bulmasına izin verecektir.