Bilmek ve Olmak Üstüne epistemoloji ve ontolojinin birbiriyle buluştuğu bir köprünün üzerinden anlama uzanan yolculuğumuza kılavuzluk etmektedir. Turan Koç bu kitapta bilme ve olma sürecinin birbirinin mütemmim cüzü olduğunu belirtir. Bilme ve olma kavramlarını birbirinden ayırdığımızda cemiyet olarak varlığımızın gerçek karakteri ve doğasına ışık tutabilecek çok önemli bir perspektifi kaybederiz. Ona göre her medeniyetin nevi şahsına münhasır bir bilgi ve değer anlayışı vardır muhtelif yorumlama tarzları da bundan mülhemdir. Yani sayesinde dünyayı gördüğümüz değer mercekleri belirli bir medeniyet ve kültür çerçevesi üzerine oturur ve bize hayat denen labirentte yol gösterir.
Bilmek nedir? Olmak nedir? Farklı bilme türleri arasında bir sınır çizilebilir mi? Örneğin matematik bilgisi ile nesnelerin fikirlerin ve bilgilerin değeri hakkındaki bilgi arasında bir fark var mıdır? Bu bağlamda kültür ve medeniyetin rolü nedir? Var olmaya gelince; burada bizi bilmeye götüren mekanizmaların işleyemeyebileceği tamamen farklı bir süreç söz konusudur. Bilhassa medeniyet kodlarımız açısından olma bilmenin ötesine geçer. Olma içinde sevgi barındıran ve belirli bir düşünme biçimi gerektiren bir hâldir. İslam medeniyetinde bu temele büyük önem verilir.
Bu kitap beş farklı konuşmadan oluşmaktadır. Bu konuşmalardan birine İslam çalışmaları alanında günümüzün büyük bilginlerinden William Chittick de iştirak etmektedir. Bu konuşmada Turan Koç ve William Chittick arasında akademik ve dostane bir muhabbet ve fikir alışverişi gözlemlenmektedir. Özlü ve güçlü objektif ama tutkulu konuşmalardan meydana gelen Bilmek ve Olmak Üstüne bilme ve varolma serüvenine ilişkin entelektüel diskuru değiştirecek ve yeni düşünme yolları açacak bir eser niteliğindedir.