"Fırtınayı duyuyorum. Bana ilerlemeden 'başarılanlardan' tedavi edilen hastalıklardan iyileştirilen yaşam standartlarından bahsediyorlar. Bense tüketilmiş kültürleri ayaklar altında çiğnenmiş kurumları yıkılmış toprakları zapt edilmiş dinleri darmadağın edilmiş muhteşem sanat eserleri yok edilmiş olağanüstü imkânları ortadan kaldırılmış toplumları duyuyorum... bu politika Avrupa'nın kendi yıkımından başka bir şeye sebep olmaz ve Avrupa eğer dikkat etmezse kendi etrafında yarattığı boşlukta telef olup gidecek."
Aimé Césaire
Martinikli düşünür ve şair Aimé Césaire'nın yayınlandığı 1950'den itibaren kült statüsü kazanmış Sömürgecilik Üzerine Söylev'i sömürgeciliğin ilerlemeye kapitalizme ve Batı'nın medeniyet kavramına içkinliğini ifşa eden bir manifesto. Afrika ve Asya'daki sömürgeci idareler halen iktidardayken milyonlar esaret altındayken yazılan bu metin iki yüzlü Avrupa hümanizminin cilasını kazırken gerçek bir evrensel hümanizmden hiç vazgeçmez. Şiddetin tarihine ve yarattığı sömürgeci-sömürgeleştirilen diyalektiğine getirdiği eleştiri Fanon'dan Said'e sayısız düşünürü etkilemiş post-kolonyal kuramın temellerini atmıştır. Güneş Ayas'ın güncellediği sunuşu ve ek metinlerle genişlettiğimiz Sömürgecilik Üzerine Söylev yeniden alenileşen Batı küstahlığı ve emperyalist şiddetin bu karanlık günleri için zorunlu bir okuma teşkil ediyor.
"Sömürgeci güçler ... gittikçe daha fazla ve daha tehlikeli bir şekilde medeniyetsizleştirmeye devam ediyorlar. Césaire'nın somutlaştırdığı öfkeli tutku ve ölçülü kültürel tepkinin birleşimi bu kaos ve geçiş döneminde şüphesiz ki bizlere iyi gelecektir."
Immanuel Wallerstein
"Yeni bir Avrupa evrenselciliğinin kendini örgütlediği ve ABD önderliğindeki küreselleşmenin apaçık bir kaderi takip ettiği bu günlerde Aimé Césaire'nın Sömürgecilik Üzerine Söylev'inin bir kez daha okunması şarttır."
Gayatri Chakravorty Spivak