Günümüz ekonomilerinde makroekonomik başarının temelinde sürdürülebilir büyüme yer almaktadır. Büyümeyle birlikte ortaya çıkan en temel problemlerden biri gelir eşitsizliğidir. Gelir eşitsizliği ve buna bağlı ortaya çıkan etkiler 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren üzerinde en fazla durulan konulardan biri olmuştur. Çin Hindistan Güney Kore Tayvan gibi ülkelerin küresel gelirden aldığı paylarının artmasına bağlı olarak küresel eşitsizlik 2000'lerden itibaren azalma eğilimi gösterse de ülke içi eşitsizlikler hâlâ yüksek seviyededir. Bunun yanında yoksullukla mücadelede önemli ölçüde yol alınmasına rağmen hala günümüzde en temel düzeydeki yeme içme ve barınma hizmetlerine ulaşamayan milyonlarca insanın var olduğu görülmektedir. 1980'lerden itibaren küreselleşmeyle iç içe geçen giren liberalleşme eğilimlerinin eşitsizlik ve yoksulluk açısından bölgesel düzeyde farklı sonuçlar yarattığı görülmektedir. Bu doğrultuda kitapta özellikle vurgulanan husus gelir eşitsizliği ve yoksulluğun azaltılmasının büyümenin kapsayıcı olmasıyla mümkün olabileceğidir. Son dönemlerde yaşanan ve tüm dünya ülkelerini etkisi altına alan Covid-19 salgını da tüm dünyaya büyümenin kapsayıcılığının ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmıştır.