Bulgaristan Krallığı İkinci Dünya Savaşı başladığında kısa bir dönem tarafsızlık politikası yürütmüştür. Hitler'in Bulgaristan'a Güney Dobruca'yı Vardar Makedonyası ile Batı Trakya'yı vermeyi vadetmesi üzerine Üçlü Pakta katılmış ve Mihver devletleri yanında yer almıştır. İkinci Dünya Savaşı'nda Almanya'nın yenilmesi üzerine Bulgaristan'a Sovyet Kızıl Ordusu girmiş Bulgar Krallığı kaldırılmış ve Halk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. İktidara komünistler getirilmiş ve siyasal yapılanması Moskova tarafından düzenlenmiştir. Bu doğrultuda önce Georgi Dimitrov sonra Todor Jivkov ülkeyi yönetmişlerdir.
Özellikle Jivkov'un uzun iktidar yıllarında Bulgaristan ülkesindeki azınlıklara yönelik baskıcı uygulamalara imza atmıştır. Jivkov Bulgaristan Türklerinin "Tek Milletli Sosyalist Bir Toplum" içinde asimile edilmesi için "Zorla İsim Değiştirme" kampanyası başlatmış yüzlercesinin ölümüne binlercesinin yaralanmasına ve hapishanelere konmasına sebep olmuştur. Yine Bulgaristan Pomak Türklerine ve Romanlara yönelik de aynı politikaları sürdürmüş bu halkların millî kimliklerini silmek istemiştir.
Savaş sonrası oluşmaya başlayan uluslararası iki kutuplu sistemde Bulgaristan SSCB liderliğindeki Doğu Blokunda yer almış; 1949'da sosyalist rejimli devletlerin ekonomik yardımlaşmasını amaçlayan COMECON'a 1955'te aynı devletlerin güvenlik şemsiyesi olan Varşova Paktı'na üye olmuştur.
Soğuk Savaş yıllarında Bulgaristan siyasal iktidarı Sovyetler Birliği yanlısı politika izlemiştir. Ekonomisini iyileştirmek ve ülkesinde sanayi hamlesi başlatabilmek için gerekli olan finansmanı Moskova'dan almıştır. Başta tarım ürünleri olmak üzere dış ticaretinin büyük kısmını da SSCB ile yapmıştır. Keza Sofya yönetimi dış politikasında da tarihî geleneksel siyasal ve ideolojik yakınlık sebebiyle Moskova'dan bağımsız hareket etmemiş diplomatik ilişkilerini ağırlıklı olarak sosyalist rejimli ülkelerle sürdürmüştür.