Türkiye Kurtuluş Savaşı sonunda kurulan yeni devlet düzeniyle ulusal egemenliğine siyasal ve parasal bağımsızlığına kavuştuğu halde dilde öz benliğine kavuşamamıştı. Yazı dili ile konuşma dili okumuşların dili ile halkın dili arasında korkunç bir uçurum vardı. Bunun için bir dil devrimi yapmak gerekiyordu. Ama özlenen dil devriminin gerçekleşmesi her şeyden önce yazıya bağlıydı. İslamlıkla birlikte benimsenmiş olan Arap alfabesi Türk diline uygun değildi. Bu yüzden en başta yazının Türk diline uygun biçime sokulması gerekliydi.
Bilindiği gibi Harf Devrimi 1 Kasım 1928'de çıkarılan bir yasa ile yapılmış yüzyıllardan beri kullanılan Arap alfabesi yerini Latin esasına dayalı Yeni Türk Alfabesi'ne bırakmıştır. Bu yeni Alfabe o tarihten beri uygulanmaktadır. Türk toplumunun siyasal ve toplumsal alanlarda (kültür düşünce sanat siyaset vs.) çeşitli aşamalardan geçtiği bu yıllar içinde Harf Devrimi nasıl bir rol oynamıştır? Türk kültürünü ne yönde ve ne ölçüde etkilemiştir? Türk kültür düşünce ve sanatının oluşumunda olumsuz etkileri olmuş mudur? Bu kitabın amacı Harf Devrimi'ne hangi aşamalardan geçilerek varıldığını da vurgulayarak yukarıdaki soruların yanıtlarını bulmaya çalışmak ve yetişen genç kuşaklara bugünkü yazımızın önemini belirtmektir.
İsa Öztürk