O sırada balkonundaki çiçeğe takıldı gözü. O öldüğünde kim sulayacaktı onu? Kardeşi muhakkak onun hatırası olarak alırdı onu. O an balkonundaki o çiçeğe imrendi. Yaşamak ne kadar da kolaydı onun için. Sadece su ve güneş yeterliydi. Oysa yaşamak onun için hiçbir zaman kolay olmamıştı...
Çocukluğundan beri hastalıklarla boğuşuyordu Selin. Ömür boyunca kullanması gereken ilaçları vardı. Şeker hastalığı yüzünden de yediklerine dikkat etmesi gerekmişti her zaman. Hiçbir zaman istediği gibi yaşayamadığını söylerdi bu yüzden. Peki istediği gibi yaşasaydı nasıl bir hayatı olurdu? Veya hayatıyla ilgili farklı kararlar vermiş olsaydı? Mesela nişanlısından ayrılmayıp evlenseydi nasıl bir hayat bekliyor olurdu onu? Veya mezun olduktan sonra kamu personel sınavına çalışıp kazanmış olsaydı? Ya da üniversitede istediği bölümü resim öğretmenliğini okumuş olsaydı... Vermiş olduğu her bir karar onu farklı yollara farklı hayatlara götürmüştü. Bundan daha mutlu olduğu hayatları görmek isterdi. Ama şu anki mutsuz hayatını görmeyi istemiyordu...