Burada tefsir yapmadığımız gibi rivayetleri hafife almak niyetinde de değiliz. Niyetimiz sadece mümkün mertebe rivayet sarmalına girmeksizin Kur'ân'ın tanıttığı Peygamber'i hakkıyla ortaya koyabilmektir.
Çalışmamızda temel kabul Kur'ân'daki siyer haberlerinin Hz. Peygamber'in kıssası olduğu; temel yöntem ise Kur'ân anlatımının tarih anlatımına veya Kur'ân metninin tarih metnine dönüştürülmesidir. İlk uygulaması bize ait olmayan bu usûl klasik dönem Siyer râvî ve müelliflerinin nakillerinde sık sık başvurdukları dikkat çekici bir yöntemdir.
Klasik ve çağdaş benzer Siyer çalışmalarında daha çok tercih edilen yöntem rivayetler arasına ayetleri yerleştirmek şeklindedir. Bu yüzden de bütün ayetlere rivayetlerin sınırlarını çizdiği anlam çerçevesinden bakılmakta ayetin kendi bütünlüğü içerisinde ne söylediğinden çok rivayetin gösterdiği işaret ettiği anlam zeminine oturtulmaya çalışılmaktadır. Biz rivayetler arasına ayetleri değil ayetler arasına rivayetleri yerleştirmeye çalıştık. Bununla birlikte rivayetleri görmezden gelmediğimizi inkâr veya yok saymak gibi bir yaklaşımımızın olmadığını da kaydetmeliyiz. En azından kronolojik sıralamayı belirlemede veya hâdise-ayet ilişkilerinin kurulmasında rivayet zemininden istifade ettiğimizi belirtmeliyiz.