Savaşlar insanoğlunun hayatında her zaman önemli bir yere sahip olmuştur. Tarih boyunca savaşlar insanları bir araya getiren devletler eliyle gerçekleştirilmiştir. Kılıç kalkan gibi enstrümanlarla yapılan konvansiyonel savaşlar zamanla yerini önce ateşli silahlarla sonrasında ise biyolojik kimyasal ve nükleer silahlarla yapılan ya da yapılması planlanan savaşlara bırakmıştır. Ancak günümüzde savaşlar artık bunların hepsinin ötesinde medya üzerinden yapılmaktadır. Bir medya enstrümanı olan sinema da bu savaşlarda önemli bir yere sahiptir.
II. Irak Savaşı Vietnam Savaşı'ndan sonra Amerika için en büyük savaş deneyimi olmuştur. Daha en başından yöneticiler savaşı hafife almış savaş beklenenden maliyetli ve uzun olmuştur. Karşısında gerçek bir düşmanın varlığı bile şüpheliyken verilen zayiat oldukça yüksek olmuştur. Bu savaşta da Vietnam'da olduğu gibi sinema gerçekleri çarpıtmak için devreye girmiştir. Eleştirel filmler devlet baskısının da etkisiyle sınırlı kalmış buna karşın Irak'taki Amerikan varlığını meşrulaştıran filmler ise gişede aradığını bulamamıştır. Aslında Vietnam'dan Irak'a kadar gelişen süreçte Hollywood'un etkinliğinin azaldığına dair önemli işaretler görülmüştür.
Bu kitapta Hollywood'un Irak Savaşı ile ilgili yapmış olduğu filmler değerlendirilmiştir. Filmler öncelikli olarak milliyetçilik kavramı bağlamında değerlendirilmiş ve Amerikan hegemonyasını açıklayan kavramlar da analize dahil edilmiştir.