Sezai Karakoç "19. yüzyılda teoride Rönesans temeline göre son ucun da ötesine varıldı.
Batılı ruhunun ayarlandığı düzey aşıldı." demişti. 20. yüzyılda ise Batı ruhuna uygun olarak
pratik teoriyi yendi. Sadece teknik konuştu. Şu
halde: "hakikatin sonu". Yeni dönem de Batı için
"hakikat sonrası".
Gelecek durum için ise yeni Batı Dünya dışını
umut ediyor. Örneğin Mars'a göç etmek istiyor.
Asıl meselenin oraya gitmek değil yerleşmek
olduğunu da itiraf ediyorlar. Avrupa medeniyeti
için bir zamanlar Amerika'nın keşfinin doğurduğu "yeni dünya etkisi"nin Mars ile yenilenecek olması bekleniyor. Hatta modern fizik bilimi artık evrenin de sınırlarının aşılır olduğunu
anlamaya çabalıyor.
Dünya insanlık için yeterli olmaktan hızla
uzaklaşıyor. Batılılar Dünyayı zenciler Hispanik ve Müslümanlara bırakmaya da razılar. O
zaman en az ikili dünya yaklaşımı insaniyeti
kuşatmış durumda... Tek dünyalı olmak artık
bir antikite düşüncesi olarak kaldı. Artık "tanrılar" dünya yüzünde aranmıyor hatta insan bile
kendini yeryüzeyine ait hissetmiyor. O zaman
Müslümanların yeni medeniyet tasavvuru neler
vaad edecektir?
Aklın Nuru ile Zihnin Çarkları serimizin ikinci kitabı Kur'an medeniyetini aklın nurunda
kalbin idaresinde bir uzayda tanımlamaya çalışıyor. Bunun için bazı kelimelerin burçlarında
küçük belirlemeler yapılması hedefleniyor.