Şiirsiz yaşamak hayatı renksiz yaşamak gibi bir şeydi. Bu yüzden bir renk çeşnisi katmak gerekliydi hayatıma ve bu da dokunmalıydı başka yaşamlara. Sözlerim şiirimin rengi oldu ve şiirle yaşadım yürüdüm bir tufana. Çeşitli biçimlerle buluştu şiirimin rengi. Adına da: "Yüreğimdeki Tufan" dendi. Başlangıca umutlar biriktirerek yürünen bu yolun sonunda ansızın "Anka" belirdi.
Gecenin nefesi soluksuz kalıyor
Yükselen kötülüğün ateşi
Kanca atıyor aksırıklı akşamlara
Ölüm kol geziyor dışarıda
Kolaçan ediliyor hayatlar
Uzatılıyor kirli eller boğazına umudun
Zemheri akşamlara düşüyor soluklar
Evlerde büyüyor paranoya
İmza altına alınmış sayfalarda
karar verilmiş sayılara
Korku kralı can avında
Hades gibi
Karanlıkta büyüyor merhametsiz gözleri
dehşet çöken geceye
Cehalet sızmış avare sokaklara
sarhoş gibi
Her biri aynı tuzakta
Bakışlarında sis farı
Sokaklarda var edilmiş kaos
Maskeler soluk
Eldivenler titrek
Can çekişen değil insanoğlu
öz benlik
Belki de yok oluş
en son nefeste yeniden varoluş
Anka gibi
Hades'in üstüne