Feriha 25 yaşında trendy bir dergide çalışan günümüz kayıp gençliğine örnek modern bir kızdır. Özel hayatı ve iş hayatının çok kötü gittiği bir dönemde dergi 1970'li yılların kayıp gençliğini anlatan dört bölümlük bir yazı dizisi hazırlamaya karar verir ve bu sorumluluk Feriha'nındır. Feriha seyircinin uzun süre nedenini bilemeyeceği bir sebepten küskün olduğu annesiyle bu ropartajı yapmaya karar verir.
Annesi Yurdanur'un (55) kendi hikayesini kızının ve seyircinin bilmediği bir şekilde anlatmasıyla seyirci 1970'lerin çalkantılı zorlu ve nahif günlerine götüren nostaljik bir yolculuk ve Feriha'nın ölen babası Mehmet'le annesinin muhteşem aşk hikayesi başlar. "Çemberimde Gül Oya."
Yurdanur'un gençlik hikayesi 1970'lerdeki üniversite öğrenici olaylarıyla başlar. Sağ ve sol fraksiyonlarla uzak bir arkadaş çevresinden gelen Yurdanur olaylar sırasında bir kaza kurşunuyla en yakın arkadaşını kaybeder. Çıkan büyük kargaşada uzanan tek yardım eli Mehmet'indir. Mehmet (25) örgüt üyesi solcu bir gençtir ve bu genç adam hikayenin ilerleyen bölümlerinde Yurdanur'un eşi ve Feriha'nın babası olacaktır. Bu iki genç korkunç anarşik olaylar fonunda karşı konulmaz bir aşkla birbirlerine aşık olurlar. Ancak dönemin tipik bir burjuva anasından gelen Yurdanur'un siyasal yelpazenin sağında olan babası Dinçer Bey ve annesi Sema karşılarına çıkan bir engel olacaktır.
Mehmet kendi hallerinde geçimlerini küçük bir kumaşçı dükkanıyla sağlayan ailesiyle kavga etmiş bir oda arkadaşıyla konağının tüm odalarını kiraya veren Madam'ın konağında yaşamaktadır. Bu konak her bir odasında barındırdığı rengarenk tipleriyle izleyenlere apayrı hikayeler sunacak olan dizinin ana mekanıdır. İlerleyen bölümlerde Mehmet ve Yurdanur'ın da yuvası olacak olan bu mekanda üç aile daha yaşamaktadır. Birinci aile kızı ve damadı Almanya'da işçi olan hafif tatlı kaçık Suna Hanım küçük torunu Ercan ve İstiklal savaşı gazisi bunak Gazi dede'den oluşan Egeli ailedir. Gazi Dede eve gelen yabancıların Rum Ajanı olduğunu düşünen Atatürk'ün öldüğüne inanmayan konağın doğal komiğidir. İkinci aile Urfa'dan göçmüş Sultan 17 yaşlarındaki güzel kızı Zarife ve fabrikada ustabaşı olarak çalışan maço baba İbrahim'dir. Üçüncü aileyse pavyonda ses sanatçısı olan Canan Cansev ve dostu Salo'dur. Bu takma atlı ve herkesin fahişe gözüyle baktığı genç kadın aslında temiz ve saf bir kasaba kızıdır. Konağın sahibi Madam Niki arada kira almaya uğrayıp evdeki cümbüşe dedikodularıyla renk katan renkli bir azınlıktır.
Ülke mozağini en küçük birimde toplayan konak hem Mehmet ve Yurdanur'un yuvası hem de 1970'lerin herkesiminden insanı barındıran diğer sakinleriyle herkesin kendinden birşeyler bulabileceği hikayemizin lokomotif mekanı olacaktır.
1970'lerin önemli olaylarının arşiv görüntüleriyle besleneceği bu nostaljik hikayeli anlatan Yurdanur'un kızıyla ilişkileri bizi günümüze taşıyacak ve anne kızın merak uyandıran gizemli hikayesi arasında hissettirmeden bir kuşak çatışmasını da gözler önüne serecektir.