Kendisi hakkında ne düşündüğünü sorma cesareti bulduğumu hatırlıyorum; dedim ki:
Bu arkadaş sohbetinden hoşnut olup olmadığın yüzünden değişmeyen şu gülümsemeyle ölçülebilir mi ki?
Hiç düşünmedim dedi.
Yalnızken de gülümser misin ve bu daha mı içten olur mesela? diye sordum bu defa.
Sustu ve somurttu.
Arkadaşları közde kebaplar söğüş kokulu domatesler söğüş beyaz soğanlar buzlu cacıklar getirirken birden konuştu:
Bütün mesele evet haklısın ihtiyar tırtıl ile kelebek arasındaki fark. Kelebekler korkar tırtıllar bunu bilmez bile kelebek olunca tırtıl olmayı sen özlemedin mi hiç? Hepimiz az ömürlüyüz. Kelebek olunca fark ediliyoruz ama güvenli yer kozanın içi. Ama fark edilmek?
Zorlu ha dedim O'na.