1870 yılında Beyoğlu; pasajları otelleri tiyatroları kiliseleri yerli ve yabancı halkıyla bir Avrupa semtinden farksızdı. Ancak Feridiye Sokağı'nda çıkan büyük bir yangın bölgeyi kül etti ve orada yaşayanların kaderini sonsuza dek değiştirdi...
Hali vakti yerinde Rum bir ailenin kızı olan Panayota yangında anne babasını kaybedince kardeşi Mihail'le yaşam mücadelesinin içinde kalır. Aylarca Taksim'deki çadırlarda yaşarlar. Bir gün hastalanan kardeşini mecburen eniştesinin evine bırakan Panayota kardeşiyle tekrar bir araya gelmek ve ona iyi bir eğitim aldırabilmek için kendi ayakları üzerinde durmak zorundadır. Bu amaçla hiç alışık olmadığı birçok zorlu işe girip çıkar ancak hayal ettiği hayata ulaşabilmek için bunların yeterli olmadığını fark eder. Artık tek bir çaresi kalmıştır: babasından öğrendiği matbaacılık bilgisini kullanarak kalpazanlık yapmak! Hayat şartlarının suça sürüklediği Panayota yangından önceki hayatına kavuşabilecek midir?
2024 Don Kişot İyi Edebiyat Ödülü'nü kazanan Kül Şehir; tulumbacılar dehlizlerde define arayanlar tüccarlar Tanzimat aileleri sürgünler muhbirler kalpazanlar merhametsiz hekimler gibi zengin karakterlerleri ve gerçek mekânlarıyla dönemi başarıyla resmederken aynı zamanda sürükleyici bir polisiye kurgu ortaya koyuyor.