Yirminci yüzyılın Gerçekçi sanatı ortak bir üslup kaygısı veya manifestolarla değil çeşitliliğiyle dikkat çeker. Bu çeşitliliğin içerisindeki ortak nokta modern dünyaya ve geriye kalan her şeye olduğu gibi bağlı kalmaktır. James Malpas Gerçekçilik kitabında bu zengin sanat üslubunu on dokuzuncu yüzyıl Fransa'sından Gustave Courbet'nin çalışmalarından başlayıp Georg Grosz'un Weimar Almanya'sındaki kentsel yaşamı gözlemlediği çalışmalarına Amerika'da Edward Hopper ve Grant Wood'un resimlerine ve Stalin'in Sovyetler Birliği'ndeki "toplumsal gerçekçiliğe" dek uzanacak şekilde ele alıyor. Gerçekçi bakış açısını iki savaş arasındaki Fransız ve İtalyan sanatıyla Meksikalı duvar ressamı Diego Rivera'nın politik resimleriyle aralarında Stanley Spencer Lucian Freud ve David Hockney'nin de bulunduğu İngiliz Gerçekçileriyle Richard Hamilton ve Andy Warhol gibi Pop Art sanatçılarıyla birlikte kapsamlı olarak ele alıyor.
Bu seri son iki yüzyıla damgasını vurmuş sanat akımlarını okuyucuyla buluşturuyor. Modern sanatın hem farklı dönemleriyle hem de bir bütün olarak tüm gelişim çizgisi üzerinde görülebileceği aydınlatıcı bir bakış açısı sunuyor.