Kitabın adına bakıp da yanlış bir sanıya kapılmayın. SEMER'i taşıyan dünyanın acıya ve açlığa en dayanıklı varlığıdır. Acısını asla belli etmez. Sadıktır. Bereketli toprak gibidir bir tohuma bin başak verir. Yeter ki onu sevmesini boynuna sarılmasını bilin. Sizinle ağlayacak sizi anlayacak kadar duyarlıdır.
Binbir acının içinde kavrularak olgunluğun zirvesinde bir adamın dostlarını ve unutulmaz anılarla dolu günlerini anlatıyor SEMER. Kendi altın yüreğini altın bir SEMER ile simgeleştirmiş acıyı bal eylemiş dünyayı ve insanları gülerek kucaklamış erdemli halk bilgesi Ata Tanrıverdi.
Yaşamı onunla paylaşmak bir ayrıcalıktı ve biz onun Tarsus Amerikan Kolejinden arkadaşları bu onuru Tarsus'ta ve sonrasında yaşadık.
Ata hüznün harmanından mutluluk yaratmasını bilen ve bunu paylaşan özel bir insan. Sevgi ve dostluk sözcüklerinin muhteşem bir kuyumcusu. SEMER'i okuduktan sonra yaşamı ve insanları bir başka türlü sevecek dostluğu bir başka türlü kutsayacaksınız. Buna adım gibi inanıyorum ve "eline sağlık Ata" diyorum.
Engin Ünsal
"İnsanoğlu şu dünyadan göçüp gittiğinde geriye birşeyler bırakmalı... bıraktığı şeyin bir de adı olmalıydı. Ama ne? Bunu düşünürken Mehmet Akif'in çok hoşuma giden şu beyiti aklıma geldi:
Bir insan öldü mü ondan kalacak şey eseri
Bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri
Yazacaklarıma bir eser denemiyeceğine göre geriye de böylece SEMER kaldı."
Ata Tanrıverdi