...Bir ilişkiyle ilgili yorumumuz geçmiş deneyimlerimiz ya da karmamıza bağlıdır. Böylece uzay ve zamanın ötesindeki sanal alemde varolan ruh an ve an zihinsel ve fiziksel alemde düşüncelerimiz olarak gerçeklik bulur. Sahip olduğumuz her düşünce geçmiş karmamızdan çıkıp gelen bir düşünce ya da bir tutkudur.
Günden güne bu koşullar çerçevesinde hikayeler ve manalar dokuruz ve sonra bu hikayeleri günlük hayatta yaşarız. Gece de aynı süreç yaşanır; ancak işleyişi farklıdır. Hem günlük gerçeklik hem de rüya ruhun programının açık alanda hayata geçmesidir. Hikayeler orjinal hikayeler değildirler. Deneyimlediğimiz tek bir duygu tek birilişki bile öyle görünmesine rağmen orijinal değildir. Tüm düşünceleriniz hisleriniz duygularınız ve ilişkileriniz binlerce kez oynanmış öz temalar ya da hikayeleri temsil ederler. Sahip olduğunuz her ilişki içinde yer aldığınız her hikaye ve drama öz alanından gelen şu özel dramayı temsil eder: Belli bir enkarnasyonda hayatımızın hikayesi olan belli bir takım temaları sergileriz. Tüm bu kaynak hikayeler sergilendiği ve tükendiğinde ki bu da sayısız kere tekrar doğmayı gerektirebilir sonunda ruh bu boyutlardan kurtuluş ya da özgürlük bulur ve bir sonrakine geçer. Bir eşruh ilişkisi aynı bilinç frekansında titreşen ve aynı derecede de evrimleşen mükemmel bir öz ilişki olmalıdır. Bu nedenle de gerçek bir eşruh karşılaşması çok az rastlanan birolgudur. Eğer bu kitabın hikayelerinden bazı insanların göründüğü kadar bir eşruh bulmakta şanslıysanız o zaman her ikiniz de kozmik yolculukta evriminizi hızlandırabilirsiniz.
Sonuç olarak; tüm ilişkilerin gerçek misyonu bilincin olağan uyanış sürecinin ötesine geçerek kozmik bilinç Tanrı bilinci ve Birlik bilincine ulaşarak Tanrı ile bir olmaktır.