Az gittik uz gittik; dere tepe düz gittik altı ayla bir güz gittik; kah çıktık göğe kah indek yere; derken daldık bir masal bahçesine; baktık ki neler yok neler...
Kırklar yediler; altın kapılar gümüş taslar; korkak devler yiğit pireler; güzeller çirkinler; cadılar melekler; görkemli saraylar köhne kulübeler; berber keçiler tellal develer...
Gayri çarığını bırakıp kaçan kaçana kanadını açıp uçan uçana; anlatan anlatana dinleyen dinleyene...
Derken bütün bunları derledik topladık; bir demet Anadolu Masalı yaptık.