Çocukluğumun güzel günlerinden kareler geliyor aklıma. Her şeyin saf ve temiz olduğu insanlarınhayatı paylaştığı aşkla sevgiyle birbirine sarıldığı mutlu kareler... Tüketmek yerine üretmenin erdemine inandığımız kendi ürettiklerimizle yaşamı sürdürmeye çalıştığımız büyülü günlerden umut dolu kareler...O zamanlar her yerde fukaralık vardı ama umutsuzluk hiç yoktu. Ülkenin her bir ferdi yokluk içinde çocuklarını okuturken onların geleceğinin güzel olacağına yürekten inanırdı.
O yokluktan çıkan Cumhuriyet çocuklarındaysa umut hep vardı. Eksik ve yanlışlarına rağmen Cumhuriyet çocuklarını asla yalnız bırakmamıştı.
İşte bu kitap favelalar özelinde fakirliğin içinde yoğurulmuş hepimizin hayatıdır. Burada"kaybolan umutları umut edebilmek" için bir küçük işaretin peşine takılmış insanların öyküleri vardır. Burada ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamayan umut yoksunu her şey yoksunu insanların ruh dünyaları vardır. Burada acımasız kapitalizmin insanı nasıl insan olmaktan çıkardığı anlatılmaktadır. Bu kitapta yeni bir şey anlatılır "FAVELA SENDROMU" adıyla. Bu kitapta umut anlatılır çokça ve umudu umut ederek yaşayan ve ölen insanlar...