"Zeminsiz Bir Kara İçin Felsefe Sanat"ın tabii ki sanatla bir ilişkisi var "kapkara sanat" adını vereceğimiz bir sanat anlayışıyla ilişkisi var. İnsanın "kara-delik" ile "kara-delikler" ile kurduğu bağ ile ilişkisi var insanı insan olmaktan çıkarıp açlığa yoksulluğa sefalete esarete mahkum eden "kara-delik" ile ya da "kara" olan ile ilişki kurma konusundaki beceriksizliğiyle bir ilişkisi var.
Primo Levi Nazi toplama kamplarında baskının nasıl önce kişinin kimliğini silip özne pozisyonundan çıkarttığından kişiyi Aristo'nun kölelere atfettiği ne insan ne hayvan ama sadece "şey" olan bir oluşa seçememekten başka seçme hakkı olmayan varolmayan bir varoluşa indirgediğinden sözetmişti. Bir yanda eziyet edilenler katledilenler bir yanda da bunlar arasından seçilerek Nazilere katliamda yardımcı olmaya zorlanan "sonderkommando"lar vardı.
Şimdiyse durum farklı ama çok benzer: hepimiz zaten farkında olsak da olmasak da sonderkommando'yuz bir bakıma değil mi ki gerek çalışarak gerek emeğimizi sömürmelerine izin vererek yeri geldiğinde birbirimizin hakkına tecavüz edip birbirimizi katlederek üzerimize çökerttikleri Neandertal kapitalizmi desteklemeden destekleme durumundayız?
Ritim-Hiç-Hayat mı kavramsız bir negativite aracılığıyla zeminsiz bir zemin mi? Yoksa kara deliğe düşmek mi?