"Doğup büyüdüğüm şehirde insanlar futbolla yatar futbolla kalkar. Ya kırmızısındır (Liverpool) ya da mavi (Everton). Doğduğunuzda renginizi babanız belirler. Söz konusu iki rengin asla ve kat'a karşılaşmaması gereken bu rekabet Liverpol'dan Manchestar'a hatta daha ötelere kadar uzanır. Çocukken yaramazlık yaptığımda annemin "Uslu durmazsan maça gidemezsin" demesi yeterliydi. Olduğum yerde donup kalır ve azizlere yaraşacak şekilde terbiyemi takınırdım. Her hafta sonu büyük bir huşu içinde Anfield mabedinin yolunu tutar deplasmandaysak da takımın peşinden yollara düşerdik. Babamın haftalık ruh hali o haftaki maçı kaybetmemize ya da kazanmamıza bağlı olarak değişirdi.
Türkiye'ye taşındığımda burada insanların futbolla yatıp futbolla kalkmadığını gördüm. Hayır Türkiye'de futbol insanların damarlarında akan kandı."
Türkiye'de yaşayan bir İngiliz olarak DAVID'in gözünden; farklı yer ve mekanlarda geçen onlarca hikayeyle tanışma vakti. Üstelik çok eğlenceli bir bakış açısıyla.