Türk İstiklal Savaşı toplumsal belleğimizde de derin izler bırakmış bir var oluş yok oluş mücadelesinin tarihidir. Geniş bir coğrafyada ve farklı insan tiplemelerinin çeşitli şekillerde etkileştiği karşı karşıya geldiği bu savaş ve süreç sıradan insanların tarihinde meydana getirdiği travmlar ve kaybolan umutlar bakımından yeterince incelenmemiştir.
Bu savaşı ve süreci çeşitli açılardan inceleyen çalışmalar artarak devam etmektedir. Ancak döneme tanıklık etmiş insanların büyük bir kısmının terk-i hayat etmiş olmaları telafisi mümkün olmayan durumlar yaratmaktadır. Tarihimiz için böylesine önemli bir döneme tanıklık etmiş yüz binlerce milyonlarca insan olmasına rağmen tanıklıklarının kayıt altına alınmamış olması anlaşılır bir ihmalkarlık değildir. Savaşa katılmış asker ve sivillerin anıları yayınlanmış ve derlenmiş olmasına rağmen bu savaşın bütün dıkıntılarını çekmiş sıradan insanların yaşadıklarının bilinmemesi o dönem khakkında yapılacak çalışmaların sözlü kaynak kısmını hep eksik bırakacaktır.
Bundan dolayı İstiklal Savaşı hakkındaki her türlü sözlü tanıklık büyük önem taşımaktadır. Bu kitaba konu edilen Halk gazetesinde 1925 ve Ahenk gazetesinde 1926'da yayınlanan anılar savaşın sıradan insanların hayatlarını nasıl etkilediğini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Anılara geçen ölüm yaralama gasp soygun gibi maddi ve manevi zulümlerden söz edilen yazılı kaynaklardan tesbit edebildiklerimizi de belirttik. Böylece sözlü kaynakların güvenilirlikleriyle ilgili endişeleri kısmen gidermeye çalıştık. Amacımız geçmişinacı anılarını tazeleyerek başka devletler ve toplumlar hakkında düşmanlık duygularını beslemek değildir. Tam aksine geçmişi unutmadan ve yok saymadan geleceği ipotek altına almasına izin vermeden bütün ülke ve toplumlarla karşılıklılık ilkesi doğrultusunda ve gerçek anlamda dostane ilişkiler kurulmasını desteklemektedir.