Odaya sanki cennetin kokusu dolmuştu. Her yer gökkuşağının renklerini kıskandıracak güzellikte çiçeklerle bezenmişti. Annenin kalbi kanatları olan bir uçurtma gibi havalanmış göklere doğru süzülmüştü. Mutluluk gözyaşları yüzündeki tebessüme eşlik ediyordu. Minicik bebeğini kollarına alalı henüz birkaç saat olmuştu. Ki...
Bir çift cümle yankılandı odanın dört köşesinde ve duvarlarında: "Özel bir çocuk."
Tüm çiçeklerin renkleri soluverdi bir anda. Annenin kalbinin kanatları kırıldı ve cansız halde önüne düşüverdi. Göklerde heyecanla dalgalanan uçurtmanın ipleri koptu tellere takılıverdi. Mutluluk gözyaşları yerini endişe panik korku çaresizlik gözyaşlarına bıraktı. Dakikalar içinde duyguları allak bullak olurken hayatı da alt üst olmuştu.
Ama kim bilir belki de hayatının altı üstünden daha hayırlıydı. Biri korku biri ümit olan iki kanadı vardı ve belki bu kanatlarıyla daha da yükseklere uçacaktı.
Onları bekleyen hayalleri gerçekleştirmek için özel gereksinimli bir çocuk ve özel bir anne olarak hayata daha sıkı tutunacaklardı.
Özel gereksinimli bir çocuğun annesi olarak kalbi her gün binlerce kez durup çalışacaktı.
Belki de bu özel kız annesinin kendisi olması için eksik olan tek şeydi.