En eski yerleşim alanlarından biri olan Kafkasya öteden beri kalabalık da bir nüfusu barındıran yerlerden biriydi. Varlıkları zenginlikleriyle insanların ilgisini çeken bu coğrafya ilk dönemlerden beri farklı ırkların yerleştiği çoklu dillerin konuşulduğu bir o kadar da dinlerin düşüncelerin yaşandığı bir alandı.
İslâm orduları doğu-batı ve kuzey cephelerde âdeta destanlar yazıyor memleketler ülkeler fethediyorlardı. Kafkas cephesinde bulunan ordular da bu coğrafyada İslâm dinin tebliği hâkimiyetinin kurulması için bütün gayretlerini ortaya koyuyorlardı. Asr-ı Saadet Müslümanları yeni ve hak bir dinin yayılması medeniyetinin yaşanması o zamana kadar görülmemiş bir dünyanın kurulması için bir yerden diğerine koşuyorlardı. Bir Sahâbî'nin imanı ve onun verdiği cesaret metanet âlî himmet yüksek gaye varılamayacak aşılamayacakları da göze aldırabiliyordu.