Yıldız Mahkemesi Türk tarihinin ilk özel ve siyasi mahkemesidir. Bu mahkeme ile Abdülhamid saltanatı için en büyük tehlike gördüğü Midhat Paşa'yı halk nazarında lekeleyip mahvetmek istemiş ve bunu da başarmıştır.
Abdülaziz'in katli bahanesiyle kurulan Yıldız Mahkemesi işlenmiş bir cinayeti ortaya çıkarmamış bizzat kendisi bir cinayet işlemiştir. Midhat Paşa mahkeme reisi Hristofidi Efendiye aynen şunları söyler:
"-Bu iddianamenin iki yeri doğrudur; biri başındaki besmelesi diğiri sonundaki tarihi..."
Altmışiki yıllık ömrünün kırk yılını devlete adamış Midhat Paşa da saltanat hilafet ve hükümet gücü karşısında çaresiz kalmıştır. Midhat Paşa'nın Abdülhamid'e cevabı şu olur:
"-Mahkeme-i Kübrâ'da Arnavut tüfenkçileri yoktur. Abdülhamid de bizim gibi çıplak gelecektir. Hesabımız orada görülür..."
Bu kitapta Abdülhamid-Mithad Paşa hesaplaşmasının iç yüzü menfilerin Taif Kalesindeki sürgün günleri ile Midhat Paşa'nın kimlere nasıl boğdurulduğu ve son günlerini Kur'anı hıfzetmekle geçiren bir Osmanlı sadrazamının hazin sonunu okuyacaksınız.