Bir kalemle başladı her şey. Elime kalemi alıp yazmaya koyulduğum ilk gün... Daha doğrusu yazamamaya adım attığım ilk gün... O ilk günle başladı.
İnsan kendini sürekli yapabildikleriyle tanımlar. Oysaki yapabildikleriyle değil yapamadıklarıyla bir kimlik kazanır. İnsan yoksunluklarıyla anlamlı bir varoluş elde eder.
Dünyaya geldiği ilk günden dünyayı terk edeceği güne kadar devamlı bir çabanın işçiliğine soyunur ve bütün eylemlerin merkezine kendini koymaya yeltenir. Sonra da kaybeder. İşte bu kaybettikleriyle insandır insan.
Çünkü kazanmak başarmak amaçlananı elde etmek insandan bir şeyler eksiltir. İnsan kendisinden kopan parçaların bileşenidir aslında. Bunu bilmez. Bihaber yaşar. Gerçeğin kendisini kovalarken hakikatten kaçar.
İnsan kaçtığına döner sonunda. Her gerçek mücadele hakikate ulaşmayla son bulur: hiçlik...