Bu şiir kitabının şairi Fırat Pala Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan ve tarihi zenginlikleriyle ünlü bir şehri olan Diyarbakır'da doğdu. Diyarbakır tarihi ve kültürel yapısının yanı sıra sıcak kanlı insanları misafirperverliği ve özgün dokusuyla Türkiye'nin önemli şehirlerinden biridir.
Yazarın bu şiir kitabı aşk ve hümanizm hakkında 44 kısa ama düşündürücü şiir içeriyor. Okuyucuyu içsel derinliklerine taşıyan bu şiir kitabında etkileyici bir dil kullanıyor. Birçok duygu ve imgeyle harmanlanmış bu çok çarpıcı şiirler şairin geçmişinin ve yaşadığı kadim bölgelerin yankılarını aktarıyor. Ne güzel şiirler! Örneğin "Zamanı Değil" şiiri zamanlama konusunda içsel bir korku ve tereddüt ifade ediyor. Yoğun aşk ve duygular karşısında duyguları ifade etme zamanının henüz gelmediğini ima eden derin bir içsel sorgulamaya sahiptir. Bu şiir okuyucuyu duygular hakkında konuşmanın ve aşkı ilan etmenin ne kadar zor olabileceği konusunda düşünmeye teşvik ediyor. Öte yandan "Çare" adlı bu şiir arayış ve kaybın ardından gelen kasvetli bir yolculuğun izlerini taşıyor. Şiirin ruhunda kadim Anadolu'nun güçlü kültürel ve coğrafi bağlarıyla birleşmiş bir kayıp duygusu var. Şiir Elazığ'daki baba Malatya'daki dede ve Diyarbakır'daki şeyh gibi otorite figürlerine yöneltilen sorular aracılığıyla yalnızlığı ve çaresizliği araştırıyor. Dicle ve Fırat nehirleri arasındaki kapsamlı coğrafi arayış umudun giderek tükendiğini temsil etse de bitmediğini dile getiriyor. Her adımda kaybolan "Mektup" özlem ve kaybın yakalanması zor bir amblemi olarak ortaya çıkıyor.