Modalite-metafizik ilişkisi erken dönemden beri düşünce tarihinin sıklıkla incelenen meselelerinden biri olup günümüzde de önemini korumaktadır. Son dönem Osmanlı uleması arasında ön plana çıkan isimlerden İsmâil Gelenbevî gerek mantık gerek metafizik konuları içeren çokça eser kaleme almış ve hem muasırları hem de sonra gelenlerce takip edilmiş incelenmiştir. Modalite konusunda Risâletü miftâḥi bâbi'l-müveccehât isimli bir eser de kaleme alan Gelenbevî aynı zamanda Burhân fî ʿilmi'l-mîzân isimli mantık kitabı ve birçok kısa risalesi ile modalite tartışmalarına ciddi bir katkı sunmuştur. Bu çalışma modalitenin mantık ilminde nasıl ortaya çıktığını ve modaliteden metafiziğe geçişin keyfiyetini incelemeyi hedeflemektedir. Söz konusu geçiş ile kasıt pratik örneklerde modalitenin etkisinin gösterilmesi değil aksine mezkûr ilişkinin teorik zemininin kurulmasıdır. Yani bu çalışmada herhangi bir belirli metafizik meseleye modal zeminde değinilmeyecek metafiziğin modal zeminde nasıl inşa edildiği araştırılacaktır. Bu inşanın güvenilirliğini temin etmek için modalitenin metafizikten herhangi bir ilke almadan inşasına mantığın metafizikî bir ilim olarak öncelemesinin keyfiyetine odaklanılacaktır. Ayrıca modalitenin ortaya çıktığı zemini araştırmak için beş tümel konusuna kadar inerek detaylı bir inceleme yapılacak ve ikinci bölümde modalitenin inşası olmaksızın bir metafiziğin mümkün olmadığı Gelenbevî örneğinde gösterilecektir.
Bu çalışma insanın düşünme sürecinin keyfiyetini inceleyip onu hatadan korumayı hedefleyen disiplin olan mantığın modalite konusu özelinde varlığa dair algımızı inşa eden metafizik ile olan ilişkisini incelemektedir.