Fikret Özkurt "Bizimdi O Masa"da yoksun çaresiz ve yönsüz kalmış insanların yalın gerçekliğini ilmek ilmek örüyor...
"Cezam infaz olup hapisten çıktığımın ertesi yılıydı...
Durakta müşteri bekliyorum. Kapı aralık. Motorun kaputuna yaslanmış hâldeyim. Radyo hafif açık.
Cızırtılı sesler kafamın içini oyuyor. Dalgınım her zamanki gibi. Çat diye arka kapı açıldı. Baktım bir bayan. Saçları omuzlarına dökülüyor ama peruk gibi duruyor. Gözünde iri siyah güneş gözlükleri kolunda çanta ve topuklu ayakkabılarıyla çok şık asortik bir bayan.
Geçti arka koltuğa oturdu. Girdim ben de içeri. Belli ki pahalısından keskin bir parfüm doluştu içeriye. 'Sırada mısınız?' falan yok. Küstah biri olmasa bari diyorum.
'Buyurun hanımefendi' dedim 'neresiydi?'
'Güverteye çek!' dedi.
Kararlı ama kadife gibi bir sesti...
'Ne güvertesi ya! Güverte de neresiymiş? Anlayamadım' dedim. 'Tarif edebilir misiniz?..'
'Bilmiyor musun? Çınarlı Bahçe'deki güverte...'
Bu ses..."