"Kadir İnanır'la Türkan Şoray bir düğünde karşılıklı oynuyorlardı televizyonda. Biraz sonra vurulacaklardı biliyorum belki on kez izlediğim film. Ama yine de biraz sonra biteceği bilinen bütün mucizeler gibi çok güzeldiler."
Olduğu Kadar Güzeldik Bandırma'nın rüzgârını Ezine'nin güneşini Ankara'nın soğuk yüzünü okuruna taşıyor. Çocukluk travmalarından gençlik sancılarına taşranın umutsuzluğundan büyük şehirlerin yabancılığına savrulan karakterler okuru hem düşündürüyor hem derinden etkiliyor.
Bu öyküler bir nostalji albümünün sayfalarını karıştırmak gibi: Her biri tanıdık ama bir o kadar da derin. Aile içindeki küçük sırlar çocukluğun unutulmuş oyunları hayata tutunmaya çalışanların ince hesapları... Hepsi ince ince işlenmiş bu hikâyelerde saklı. Okudukça bir çay bardağının buğusunda eski bir şarkının melodisinde kendinizi bulacaksınız.
60. Sait Faik Hikâye Armağanı'na layık görülen Olduğu Kadar Güzeldik ile Mahir Ünsal Eriş taşranın mahzun muzip ve meraklı dünyasını yeniden kuruyor.