Mahkeme Kapısı Sait Faik'in Haber (Akşam Postası) gazetesi için mahkemelerde izlediği dava ve tutukluların öykülerini anlatıyor. Sait Faik davalarını izlediği tutuklulara ne gazeteci merakıyla ne de yargıç soğukluğuyla yaklaşıyor. Böylece mahkeme salonu onun elinde tüm trajedisiyle bir tiyatro sahnesine dönüşüveriyor. Yazılarda mahkeme koridorlarında yaşanan olaylar sıradan insanların hayat mücadeleleri ahlaki ikilemler ve adalet arayışı Sait Faik'in incelikli gözlemleriyle şekilleniyor.
"Sokağa çıktım. İçimde hakiki bir melal vardı. Başım dönüyor ellerim terliyordu. İnsanlara bakıyordum. Her mevsimde birbirlerini sevmek için yaratılmış bu bazan meyus bazan şen bazan gürültücü bazan melankolik geçip giden kalabalıktan hiçbirinin kendi gibi sakalları büyüyen kendi gibi gülen ve ağlayan kendi gibi hislenen ve sevişen bir mahluku öldüremeyeceğini bu mahkeme salonunda gördüğümün nesli tükenmiş bir insan numunesi olduğunu düşünüyor; hiç kimseye ama hiç kimseye kendisinin her hususta eşi bir mahluku öldüreceğini isnat edemiyorum."