Sait Faik'in ilk dönem eserleri arasında sayılan Sarnıç 1939 yılında yayımlanır. Eserde İstanbul'un sokaklarından balıkçı köylerine doğanın kucağından insan ruhunun derinliklerine kadar geniş bir yelpazede mekân ve karakterler yer alır. Sıradan insanların yaşam mücadeleleri toplumsal gerçeklikleri ve doğaya duyulan özlem sade ama etkileyici bir dille aktarılır. Her hikâyede yaşama dair keskin bir gözlem ve insana dair derin bir anlayış dikkat çeker.
"Bu dünya insan için kâfiydi. Bu dünyada insan en güzel en büyük en bahtiyar olacak mahluktu. O halde niçin sokakta çıplak çocuklar aç gezenler işsiz delikanlılar titreşen köylüler yalnız namazlarını ve torunlarını seven ihtiyarlar vardı?"
"Sarnıç" adlı hikâyeden