Küçük burjuva özlemleriyle yaşayan İngiliz hayranı Nazif Bey'in kızı Nilüfer için kurduğu hayaller kabul etmekte zorlandığı yeni dünya koşullarının çarkında yok olup giderken; kızı sevdanın kollarına değil kendisine aşık ama hiç sevmediği paranın yücelttiği birine sığınmak zorunda kalır.
Orhan Kemal Serseri Milyoner romanında hayatın getirdikleriyle hayallerin; insani değerlerle paranın gücünün çatışmasını ve toplumdaki değişimle ortaya çıkan yozlaşmayı anlatırken daha sonra sık sık konu edeceği toprak sorunlarını da dile getiriyor.