Bu metinler topluluğunda İlahi Komedya'daki gibi ziyaret edilen bir cehennem yok ya da Faust'taki gibi bizi kandırmaya gelen bir şeytan...
Burada içsel bir yolculuk var. Ruhun derinlerine bilinçaltının en dibine vicdanın içlerine yapılan bir yolculuk var. Burada asıl siyah nokta demek olan süveydaya bakış atmalar vardır.
Evet bu geçici mekâna gelen herkes ne kadar emir varsa unuttu... Unuttuk ve hatta ne kadar yasak varsa caizmiş gibi uygulamaya koyulduk. Zincirinden kurtulan bir kuduz köpek gibi saldırganlaştık azgınlaştık... Sonuçta bin üç yüz yıldan fazla geçti Allah'ın biz aciz ve azgın kullarıyla iletişimi kesmesinden bu yana.
Âdem -ki böyle yazılınca "yaratılan ilk ve temiz insan"; "adem" biçiminde yazılınca da "hiçlik" anlamına gelen mahlukat- işitir ve görür. Ama işine geleni ve işine geldiği gibi... Ve insandan çok zekice işler yapması çok akıllıca düşünmesi de beklenir. Nihayetinde eşref-i mahlûkat değil midir? Ama öyle değildir bence: Çoğu insanın zekâsı ortalamanın ortalamasının altındadır. Hatta insanın çoğunun çoğu aklıyla değil de hormon veya güdüleriyle hareket etmeyi tercih etmektedir. O nedenledir ki bazı şeyleri ne kadar basitleştirirsen insanların o kadar işine gelir.