Toplumsal hayatın başlangıcından itibaren sürekli iletişim etkinliği içinde bulunan insanlar bu tarihsel süreçte birlikte yaşamanın gereği olarak çeşitli iletişim yöntemlerini kullanmışlardır. İletişim insanların toplum içinde birlikte yaşayabilmesinin yapı taşlarından biridir. Bu nedenle sosyoloji ve iletişim arasındaki ilişki iletişim bilimleri alanının önemli araştırma konularından biri olmuştur. Bireyi anlamak için bireyin içinde yaşadığı toplumu anlaması günümüz iletişim sorunlarının çözümü açısından önem taşımaktadır.
Sosyolojik bakışla iletişim bireysel ve toplumsal olarak iletişimin seyrini geçmişten bugüne değerlendiren ve geleceğe dair öngörülerde bulunmaya odaklanan bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım küreselleşme serüveninde bireysel değişim ve dönüşümlerin toplumlara etkisini derinlemesine irdelemeyi içermektedir.
Bilginin üretilmesi paylaşılması ve kitleselleştirilmesi bireysel/ toplumsal farklılıkları içeren birçok durumu kapsamaktadır.
Nihayetinde teknolojide yaşanan değişim ve ilerleme ile teknolojinin etkisi bilginin önemi bireyin konumu ve toplumların alışkanlıklarına dair en doğru okuma iletişim üzerinden yapılabilmektedir.
Sosyolojik bakışla iletişim içinde bulunduğu koşullarla birlikte kavrama yönelik bir arkeolojik değerlendirme yaparak güncelin etkilerini doğru tespit ederek geleceğe dair gelişmeler için öngörüde bulunmayı hedeflemektedir.
Bu çalışma Türkiye'den evrenseli değerlendirirken bir iletişimci gözüyle gözetim mahremiyet yönetimsellik dokunma ve habitus gösterişçi toplum ve lüks tüketim ekseninde üretilen kavram ve değerlere odaklanmaktadır.
İletişimin gücü medya ve teknoloji ile kuramlar aracılığıyla tüm bunların toplumu nasıl şekillendirdiğini; ardıl olarak iletişimsel eylemlerin analizini gün yüzüne çıkaracaktır.