23 Eylül 2002 pazartesi 14.15
Sabahattin Abi (Yalkın) aradı.
"N'apıyorsun n'ediyorsun?" dedi.
Emekli olduğumu söyledim.
"Anladım da" dedi "başka bir şeyle şey etmeyecek misin?..."
Sabahattin Abi dedim ben artık yalnızca şiirle şey edeceğim!
Yanıtım benim de hoşuma gitti gülüştük...
24 Kasım 2004 çarşamba Saat 16.30
Karmakarışık duygular içindeyim.
Irak'ta öldürülen insanların sayısı yüz bine ulaşmış.
Üç gün önce gazetelerde gördüğüm bir fotoğraf gözümün önünden gitmiyor:
Musul'da bir sokakta cesetler ve onların yanından sırtında çantasıyla yürüyerek okula giden bir çocuk...
Yeryüzünde milyonlarca insan o çocuğun durumundayız: Cesetlere bakarak basarak okulumuza işimize gidip geliyoruz...
Dünya hep mi böyleydi yoksa...
26 Temmuz 2008 cumartesi 05.30
Saat 04.30'da ezan sesiyle uyandım. Aman Allahım o nasıl ezan sesi? Sanırsınız bedeviler çölde bir kervana saldırıyor Allah Allah sesleriyle. İmamın gerginliği sesinden öyle belli ki. "Beni böyle erkenden kaldıranın da size namaz kıldıranın da..." der gibi. Hele bir de sesin hoparlörden yayılması mekanikliği... Sabah bu yapay ve sinirli sesi duyup da uyuyana aşk olsun...
Çocukluğumdaki ezanları düşündüm. Düşündüm değil duydum hiç unutmadım ki... Darende Vadisi'nde suların çağıltısına karışan o yalın içten insan sesini. Biz çocuklara da söyletirlerdi bazen o gerçekten dindar o güzel insanlar...
Sesim beni terk edip gitmiş gibi şimdi...
24 Mart 2023 Cuma sabah 9.30
Kahramanmaraş merkezli on bir ilde yıkıma neden olan büyük depremin meydana gelişinin üzerinden kırk altı gün geçti. Ölü sayısı elli bini yaralı sayısı da yüz bini aştı. Türkiye mahvoldu. Korkunç bir durum korkunç bir acı. Hâlâ doğru düzgün uyuyamıyorum bu acıyla. Göçük altında kalıp can veren bir çocuğun babasına gönderdiği ama GSM operatörlerinin depremde çökmesi nedeniyle babasına günlerce sonra ulaşan bir mesaj hâlâ kulaklarımda çınlıyor: "Baba ben de öleceğim. Baba lütfen ambulans gönder baba!..."
Baba İstanbul'dan yedi saatte geliyor Hatay'a. Ama elbette çok geç...
Deprem acısını dizelere dökmeye çalışırken 1999 Kocaeli depremi için yazdığım şiiri anımsadım. Birkaç dizesini değiştirerek yeniden yayımladım:
Bir sabah kalktım ki
Dövünüp duruyor sabah yeli
Ağlıyor Anadolu
Nice yer yurt yerle bir
Şiirin neye yarar şair...