Allah Eyyüb peygambere çok mal ve hayvan verdi. Eyyüb de şükredici bir kul olarak Allah'ın verdiği bu nimetlerin sahibine mukabele ederdi. İblis onu kıskandı. Allah'a Ya rabbi Eyyüb'un ibadeti çoktur. Lakin hangi kul vardır ki sen bu kadar nimet veresin de o da ibadet etmemiş olsun. Beni onun malı üzerine musallat kıl; ta ki onun bütün malını helak edeyim; o zaman nimetine nasıl küfredeceğini gör dedi. Allah da Ey mel'un! Elinden geleni yap dedi. İblis evvela Eyyüb'un malını helak etti. Eyyüb sabretti. Sonra yine Allah'ın izniyle Eyyüb'un oğullarına kızlarına musallat olarak bulundukları evi yıkıp helak olmalarına sebep oldu. Eyyüb yine sabretti. İblis bu defa Eyyüb'un kendine musallat oldu. Bir gün Eyyüb secdede iken İblis yeraltından gelip ağzına üfledi. İblis'in nefesi Eyyüb'un bütün vücudunu ateş gibi yakıp kıpkızıl etti. Başından gözlerinden dilinden ve yüreğinden başka sağ yeri kalmadı. Bütün gövdesi şişti büyük derde ve belaya düştü. Eyyüb yine sabretti. Belası arttıkça sabrı da arttı. İblis son defa olarak Eyyüb'un hanımına musallat oldu. Onu kocasının hizmetinden ayırmak istedi. Yine muvaffak olamadı.
Nihayet Eyyüb peygambere iman etmiş olan üç kişi bir gün Eyyüb'u ziyarete geldiler. Aralarında konuşurlarken Eyyüb ki bu kadar derde müptela oldu; bunca zamandır Allah'tan bir inayet ve bir merhamet yetişmedi. Öyle görünür ki Allah bundan vazgeçmiştir. Yoksa mutlaka belası nihayet bulurdu dediler. Eyyüb peygamber bunu işitince çok incindi. Allah'ın kendisinden vazgeçmiş olma ihtimali onu çok üzdü. Allah'a yalvardı. Allah merhamet etti ve "Ayağını yere vur; su çıksın" dedi. Eyyüb ayağını yere vurdu. Yerden latif bir su çıktı. Eyyüb onunla yıkandı ve o sudan içti. Bütün dertlerden kurtuldu.
İşte sabır kahramanı Hz. Eyyüb'un darbımesel haline gelen sabrının kısaca hikayesi budur.