"Toplumcu Gerçekçi Edebiyat" anlayışı gündemine aldığı toplumun temel sorunlarına dikkat çekmek çözüm önerilerinde bulunmak işsizlerin ve çalışan emekçi kesimin temel haklarının mücadelesini vermek; ekonomik açıdan yoksul eğitim hakkından mahrum kalmış toplumun kırsalda yaşayan kesiminin zorlu yaşamını aydınlara bilhassa devletin yetkili makamlarına göstermek gibi politik organizasyonu planlama örgütleme ve duyurma yanı güçlü bir düşünce etrafında biçimlenir. Toplumcu gerçekçilikte roman sanatı 1940-1980 arası süreçte ülke gündeminin de tesirinde kalarak politik bir içerik taşımakla beraber toplumsal aydınlanma sürecine önemli ölçüde katkı sunmuştur. Zira bu edebî akımın tesir ettiği roman ve öykülerde güçlü-güçsüz ezen-ezilen zengin-yoksul patron-işçi zalim-mazlum esaret-hürriyet sömürü-itiraz işveren-işçi gelenek-modernlik eşitsizlik / adalet gibi karşıt zeminde geniş bir tematik içeriğe sahiptir.