Yahudilik ve Hıristiyanlıktaki tür karşılığını Tevrat ve İncil'de barındıran Siyer'in başlangıç döneminden sonra önemini her geçen asırla birlikte kaybetmesi açıkçası anlaşılır bir hâdise değildir.
Siyer ilminin Hadîs Fıkıh Tefsir gibi diğer İslâmî ilimler düzeyinde bağımsız bir ilim dalı olamaması anlaşılmaz olduğu kadar aynı zamanda kabul edilemez bir durumdur. Hiç şüphesiz bu onun daha az önemli olduğundan veya ilmî bir içeriğe sahip olmamasından kaynaklanmamıştır. Klasik dönemde ciddi bir hata olarak Hadîs ilimleri arasında değerlendirilen Siyer bugün de İslâm tarihçiliğinin bir şubesi kabul edilerek ihmal süreci sürdürülmektedir.
Bu çalışmanın amacı; hayatı sözleri eylemleri düşünceleri ile yeryüzünde hakkında daha fazla söz söylenilen bir ikinci kişinin peygamberin liderin olmadığı Hz. Muhammed'in hayatını kendisine konu olarak seçen Siyer ilminin teşkil edilecek metodolojisine bir giriş yapabilmektir.