Görüntünün kaydedilmesi isteği insanoğlunun varoluşundan günümüze kadar devam etmiştir ve de etmekedir. Tarih öncesi dönemlerde insanların mağara duvarlarına çizdikleri basit çizgi resimler o insanların iletişimini sağlamkta idi. O günlerde çizilen resimlerden günümüze ulaşabilenler ise o çağlar hakkında bize bilgi veren birer belge niteliği taşımaktadır. Milenyum çağı diye nitelendirilen çağımızda da görüntünün kaydedilmesi büyük bir önem taşımaktadır. Okuduğumuz gazetelerde izlediğimiz televizyon yayınlarından reklam afiş veya kataloglarında ve sayılabilecek binlerce mekanda fotoğraf ile karşılaşmaktayız. Yapılan araştırmalar görüntünün yazı veya söze göre çok daha uzun süre hafızada kaldığını kanıtlamaktadır.