İslam'a göre tüm ilahi dinlerin akâid esasları ilk peygamber Hz. Adem'den son peygamber Hz. Muhammed'e kadar aynı şekilde devam etmiştir. Kur'ân-ı kerîm inancın temelini tevhid ilkesine bağlamıştır. İslam öncesi dinler insanların müdahalesi veya değişik sâiklerle tahrif edilmiştir. Neticede bu dinler ilahî olma hüviyetini kaybetmiş Allah bu dinlerin hepsinin yerine geçecek ve onların hükmünü ortadan kaldıracak şekilde son din olarak İslam'ı seçmiştir. Tüm semavî dinlerde olduğu gibi İslam'da da inanç esasları "ulûhiyyet nübüvvet ve ahiret" olmak üzere üç ana umdede toplanmıştır.
İslam inanç esaslarını inceleyen akâid ilmi ile itikadî İslam düşüncesinin yerleşmesi savunulması ve gelecek nesillere aktarılmasını sağlayan kelam ilmi İslamî ilimler açısından oldukça önemli bir yere sahiptir. Kelam ve akâid ilminin konuları İslam'ın neşet ettiği ilk andan günümüze kadar Müslümanlar oryantalistler ve gayr-i müslimler tarafından tartışılmıştır. Osman döneminde de birçok ulema bu konuda eser ve risaleler yazmıştır. Bu konuda eser yazan âlimlerden birisi de 1842 yılında Irak'ın Süleymaniye bölgesinde doğmuş olan Seyyid Ahmed Fâiz el-Berzencî (ö.1921)'dir. Anne ve baba tarafından nesebi Hz. Peygamber'e dayandığından seyyid olarak kabul edilir. Ahmed Fâiz el-Berzencî aynı zamanda Osmanlı devlet idaresinde önemli vazifeler üstlenmiş "Berzencî aşireti"ne mensuptur.