Dünya bizim evimiz. Fakat bilmediğimiz ya da farkında olmadığımız şey bizler ev sahibi değiliz sadece ve sadece kiracılarız. Bu evde her saniye kirli havayı solumaktayız kirlenmiş suları içmekteyiz ve kirlenmiş yiyecekleri tüketmekteyiz çünkü kiracısı olduğumuz evi bilinçli olarak tahrip ettik ve etmeye devam ediyoruz. Deyim yerindeyse bindiğimiz dalı kesiyoruz. Düşme noktasına gelmemize rağmen içinde bulunduğumuz tehlikeyi göremiyoruz ya da para kazanma hırsından dolayı kör olan gözlerimiz bu felaketi görmek istemiyor. Bu körlük yok oluşumuzu daha da hızlandırıyor. Bu yok oluş ise maalesef sadece bizlerle sınırlı değil. Diğer tüm canlıları da neden olduğumuz felaketin içerisine sokmuş durumdayız.
Kiracısı olduğumuz bu evin bulunduğu apartmanın içerisinde başka katlar ve bu katlarda yaşayan başka canlılar mevcut. Başka katlarda bulunan canlıları yani hayvanları ve bitkileri de bu yok oluşa sürüklüyoruz. Katlardan bir tanesinin çökmesi durumunda diğer tüm katların yani apartmanın hepsinin çökeceğini bilmemize rağmen bulunduğumuz katı tahrip etmeye devam ediyoruz. Birisinin bu yıkımı durdurması gerekiyor ya da hepimizin gözlerimizin önüne set olmuş olan insan hırsını bir kenara koyup birlik olarak bu yok oluşu engellememiz lazım. Hâlâ geç değil. Yeter ki kan uykusundan kalkalım. Bunu yapabilmemiz için bu yok oluşun neden olduğunu nasıl geliştiğini ve nasıl önleneceğini bilmemiz yani çevre sorunları konusunda bilinçlenmemiz lazım. Çünkü bilinçsizlik çevre sorunlarını daha da ölümcül boyutlara çıkarıyor.