İnsan hakları ve iletişim derin bir şekilde birbirine bağlıdır. İnsan hakları ihlalleri ortaya çıkarmak ve diyaloglar geliştirmek için iletişime; iletişim ise ifade özgürlüğü ve mahremiyet kriterlerini sağlamak için insan haklarına gereksinim duyar. Birlikte adaletin ve karşılıklı anlayışın çoğu zaman ulaşılamaz göründüğü günümüzün toplumsal ve uluslararası düzenine meydan okurlar.
Bu kitapta Cees J. Hamelink iletişim ve insan haklarının tarihsel evrimini okuyuculara aktarmaktadır. Bu özgün çerçevede iletişim hakkı ve ifade özgürlüğü gibi konuların yanı sıra çevre krizinin ve dijital teknolojilerin ortaya koyduğu büyük zorlukları tartışmaktadır. Yazar büyük bir yetkinlik ve tutkuyla uluslararası insan hakları rejiminin iletişimin farklı biçimlerine uygulanmasında iletişimsel adaletin nihai hedef olduğunu savunmaktadır. Bu hedefe ancak mevcut zayıf liberal insan hakları anlayışından güçlü evrensel bir insan hakları anlayışına geçmeyi başarabilirsek ulaşılabilir.
Alanının önde gelen akademisyenlerinden biri tarafından kaleme alınan bu kapsamlı kitap medya ve iletişim öğrencilerinin insan hakları alanındaki araştırmacıların uygulayıcıların aktivistlerin ve insan varoluşunun temeli olan iletişimi adalet kavramıyla ilişkilendiren herkesin ilgisini çekecektir.